1973 yılında küçücük bir köyde doğduğunda ailesinden başka kimse onu farketmemişti.Güney Çekoslovakya'da sakin bir çocukluk geçirdi.uzun boyu sebebiyle hep kaleye geçmesi sinirini bozuyordu.Ah bir oyuna girsem diye düşünürdü hep.Sınırlı imkanlarla eğitimine devam etmişti.Arkadaşlarıyla öylesine oynadığı bir oyundan öte değildi futbol onun için.5 yaşından beri kalesini koruduğu köyünün takımından 16 yaşında ayrıldı.Toprağın uzun boylu çocuğu için istikamet Milevsko takımıydı.Burada geçirdiği 5 yılın sonlarına doğru artık oyuna girmesine izin veriliyordu.Üstelik goller atabileceği stratejik bir pozisyonda.1994 yazında Çek devi Sparta Praha kapısını çaldı.Bu teklifi reddetmesine imkan yoktu.Zira Gambrinus Liga'nın şampiyon takımında oynama şansını değerlendirmeliydi.İlk sezonunda şampiyonluk yolunda 6 maçta forma giymiş sadece 1 gol atmıştı.Ancak güçlü fiziği ve mücadele hırsıyla herkesin takdirini kazanmayı başarmıştı.2. sezonunda daha çok forma şansı bulmasına rağmen takım şampiyonluğu bir başka Prag temsilcisi olan Slavia'ya kaptırmıştı.O yaz Belçika'nın Lokeren takımı sisteminin merkezine monte etmek üzere onu transfer etmişti.Her şeyin onun etrafında döndüğü bir takımdaydı.İlk 2 sezonunda Belçika ligine alışan Koller 3. sezonunda attığı 24 golle gol kralı olurken, takımı sezonu 5. sırada bitiriyordu. Yeniden yapılanma içine giren Anderlecht ise yeni bir golcü arayışındaydı.99-200 ve 2000-2001 sezonlarında, 20 golün üstünde performans göstererek takımını şampiyonluğa taşıyan Koller için milli takım kapıları da açılmıştı.Euro 2000 kadrosuna seçilen, uzun boylu denizden ırak adam, artık daha büyük bir ligde oynama isteği duymaktaydı.2001 yılında şampiyonluğun ardından Bundesliga'nın yolunu tuttu ve Borrusia Dortmund'a katıldı.Burada geçirdiği 5 sezon boyunca, yalnızca 137 maçta 59 gol atmakal kalmamış çok sevdiği takımı için kaleye bile geçmişti.Euro 2004'te Karel Brückner önderliğinde Baros ile müthiş bir ikili oluşturan Koller Çek Cumhuriyeti'ni golleriyle yarı finale taşıyordu.2006 Dünya Kupası'nda, geçirdiği sakatlık nedeniyle oynayamamış, arkadaşları onun yokluğunda kalan 2 maçı da kaybederek elenmişlerdi.Bu sakatlık sebebiyle Borrusia Dortmundan'dan ayrılarak Ligue 1'da Monaco'nun yolunu tutmuştu.Fransa'da geçirdiği 1.5 sezonda 50 maçta 12 gol atarak ne kendisi oynadığından keyif almış, ne de beklentileri karşılamayı başarabilmişti.Nürnberg ile Bundesliga'ya yaptığı dönüşün parlak olmayışı ve artık 35 yaşında olması onu zorlamaya başlamıştı.Son olarak Euro 2008'de formasını giydiği milli takıma, futbolun en trajik anlarından birinde veda etmişti.Artık herşeyi bırakmak gerektiğini düşünürken küçük deryada ''büyük'' balık olma fısatı veren bir teklifle karşılaştı.Rusya'nın Krylja Sovetov takımının kontrat teklifini kabul ederek yeni bir aleme doğru yol aldı.Artık günlerinin sayılı olduğunun farkında olan Koller, kalan günlerinin tadını çıkarmaya çalışıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder