
İstenmeyen adamın öyküsüyle sonlanacak bu seri.Serez'de 1980 yılında dünyaya geldi.Okuldan arkadaşlarıyla birlikte oynadıkları futbolu ölümüne seviyordu.Ancak modern olimpiyatların doğduğu yer olan Yunanistan, futbolda yıllardır beklenen başarıyı yakalayamamış, Avrupa'nın önde gelen bu sporunda sınıfta kalmıştı.Hiç kimse bu çocuğun günün birinde memleketini Avrupa'Nın zirvesine taşıyacağını bilmiyordu.lise yılları boyunca yerel Strimonikos Serron takımında forma giydi.Ailesinin karşı çıkmasına rağmen 17 yaşın verdiği heyecanla gizlice Aris Selanik'in seçmelerine katıldı.Üstün fiziği ve oyun zekasıyla dikkatleri çekmişti.Önerilen profesyonel kontratı düşünmeden imzalamıştı.Aris o yıllarda 2.Lig'de mücadele ediyordu.Genç yaşta Selanik'e taşınması babsıyla aralarını açmış, kendisini kötü hissetmesine yol açmıştı.İlk sezonunda 9 maçta attığı 2 golle deneyimsiz bir çocuğa göre gayet iyi bir performans sergilemişti.1. Lig'e yükselen Aris, sezon başlamadan önce onu Athinaikos'a kiralamıştı.7 maçta 1 gol atarak yoluna devam ederken ligin devre arasında Aris onu geri çağırmıştı.Aris formasıyla çıktığı ilk maçta Selanik derbisinde PAOK ağlarını 2 kez sarsarak taraftarın sevgilisi olmuştu.Ne var ki bu performansını tüm sezona yayamamış 12 maçta yalnızca 4 gol atabilmişti.2002 yazına kadar basit ve silik performanslar sergilemiş, zaman zaman milli takıma çağırılır olmuştu.87 maçta attığı 19 gollük düşük istatisklerine rağmen 22 yaşında milli takım hocası Otto Rehhagel'in referansıyla Werder Bremen'in yolunu tutmuştu.İlk sezonunda 31 maçta 9 gol atarak ilerleyen yıllarda daha faydalı olabileceğinin izlenimini vermesine rağmen önündewki kaliteli forvetleri geçmeyi başaramamıştı.2003-2004 sezonunda duble yapan Werder'e 4 gollük ufak bir katkısı olmuştu.Herkes onun yaz geldiğinde takımdan ayrılması gerektiğini konuşur olmuştu.Bu arda Yunanistan milli takımı tarihi bir fırsat yakalamış, Euro 2004 için Portekiz'e gitmişti.Bahis firmalarının şampiyonluğuna Letonya'dan sonra en yüksek oranı verdiği takım Yunanistan'dı.Otto Rehhagel bunun farkında olarak oynattığı defansif futbolla herkese itici gelmeye başlayacak bir takım yarattığından habersizdi.İşte bu itici takımın en pis işini yapmak, yani gol atmak, Angelos'a düşüyordu.Ev sahibi Portekiz'i 2-1 yendikleri maçı boş geçmesine rağmen, ikinci maçta İspanya karşısında takımına önemli bir beraberlik kazandırmıştı.Otto'nun sistemi tıkır tıkır işliyordu.Grubun son maçında Rusya'ya yenilerek oldukça karışık hesapların içine düşen Yunanistan İspanya'nın Portekiz'e yenilmesi sonucu gruptan çıkmayı başarmıştı.Herkes bu fırtınanın ne zaman biteceğini merakla bekliyordu.Çeyrek finalde Fransa ile eşleştiklerinde yolun sonuna geldikleri tüm kamuoyu tarafından düşünülsede, 65. dakikada Charisteas'ın müthiş kafasıyla öne geçen Yunanistan sonrasında uyguladığı defansif anlayışla yarı finale doğru yollanıyordu.Çek Cumhuriyet'i karşısında ilk dakikalardan itibaren zorlanan Yunanistan ekibi maçı uzatmalara taşımayı başarmışlardı.Herkes maçın artık penaltılara gideceğini düşünürken 120+'da Tsiartas'ın kornerden gelen ortasına kafayı vuran Dellas takımın finale çıktığını tüm Dünya'ya müjdeliyordu.Gruplarda yendikleri ev sahibi Portekiz ''Altın Jenerasyon'' ile sonuca gitmenin derdindeydi.Ancak bir Yunanistan klasiği olan kornerleri hesaba katmamışlardı.Basinas'ın ortasına kafayı vuran Charisteas tüm sezonun hırsını adeta bu maçta çıkarmıştı.Kalan 33 dakikada Yunan takımının gol yemesini istemeyen adalet tüm Portekizliler'i göz yaşına boğarken, Yunanlılar çılgınlar gibi eğleniyorlardı.Gösterdiği performansla takımın parmakla gösterilen oyuncularından biri haline gelen Charisteas Werder'de kalmayı başarmasına rağmen 11 maçta attığı 5 golle 2005 yazında takımdan ayrılıyordu.İstikameti Ibrahimoviç'in yerini doldurmak üzere Amsterdam'dı.Kendisinin Ibra kadar büyük bir oyuncu olmadığı, Ajax'ın 4-3-3'üne alışamdığı rahatlıkla gözlenebiliyordu.30 maçta attığı 12 gollük performans sonunu hazırlamış, Ajax'ın ezeli rakibi Rotterdam temsilcisi Feyenoord'a yollanmıştı.28 maçta attığı 9 golle Hollanda'da tutnamayacağını anlayınca Bundesliga'ya Nürnber formasıyla dönüş yaptı.İlk sezonunda attığı 6 gol takımın küme düşmesini engelleyememişti.Uzun bir aradan sonra İkinci ligde forma giyen Angelos ligin ilk yarısında attığı tek golle devre arasında Bayer Leverkusen'e kiralanmıştı.Burada pek fazla forma şansı bulamayan ve sezon sonunda Nürnberg'e geri dönen Angelos tekrar birinci ligde mücadele etmek için hazırlanıyor.Artık kimseye yaranamayacağını anladığından olsa gerek yalnızca işine odaklanamsı gerektiğinin farkında gözüküyor.
Balkanların enteresan starları burada sona erdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder