
Sporcu bir aileden geliyordu ve komünizm hala geçerliydi.Böyle bir durumda bu mavi gözlü oğlanın spordan başka bir şeyle uğraşması abes olurdu.O futbolu seçti.Zira bu oyun hep en sıkıntılı ortamlarda kendisine bir yer bulmuştu.Dimitar, kendi ayakları üstünde durmaya çalışan ülkesinde; Godfather'lı, basketbollu ve van Basten'li bir dünya kurmuştu.Oyunu hep en iyiyi örnek alarak öğrenmeye çalıştı.15 yaşındayken gözü bir anda Shearer'a takılmıştı.Gerçekten şiir gibi oynayan bu klasik İngiliz beyefendisine hemen özel bir yer açtı yeşil çimli veritabanında.Babasının takımında yavaş yavaş kendini göstermeye başlayan bu çocuğa 1998 yılında CSKA Sofia'nın kapıları açıldı.Henüz 17 yaşındaydı ve kendini bir düşte hissediyordu.3 yıl süren CSKA kariyerinde 50 maçta 25 gol atan bu genç adama adını Dünya'ya duyurma, Shearer ve van Basten gibi olabilme şansı Bayer Leverkusen tarafından veriliyordu.Kısa sürede takıma alıştı ve daha fazla çalışmaya başladı.İlk sezonunda takımı Avrupa'da zirveye oynar hale gelmiş, Deutschland'da ise Bayern düzenine baş kaldırmıştı.Pek çok kritik gole imza atan Berbatov takımına önemli katkılarda bulunan bir yetenekti.Ne yazık ki o sezonu kupasız kapatan ve ''Neverkusen'' olarak anılmaya başlanan takımı için biz futbolseverler de göz yaşı döktük.Bu arada Bulgaristan'da yılın futbolcusu ödülünü kimseye kaptırmıyordu.154 maçta 69 gol attıktan sonra Dimitar için yeni bir rüyaya dalma zamanı gelmişti.16 milyon euroya Güney Londra'nın beyaz tarafına katılan Berbatov, bir zamanlar hayranı olduğu Shearer ile aynı ligde mücadele ediyor üstelik aynı forma numarasını taşıyordu.Bu hayallerinin ötesinde bir şeydi ancak bunun çalışmanın ürünü olduğunu en iyi kendisi biliyordu.Kendisindem bekleneni fazlasıyla yerine getiren Berbatov takımın oyun sistemi içinde önemli bir yer edinmişti.Gol atıyor, asist yapıyor ve takımın ayakta kalmasını sağlıyordu.70 maçta attığı 27 gol az gibi gözüksede, o uyumlu bir takım oyuncusu olmuştu.Milli takım adeta onun etrafına kurulyordu.Hristo Stoichkov'un 5 kez kazandığı ödüle aynı sayıda layık görülerek kendisini fazlasıyla ispat ediyordu.2008 yazında yaşanan pek çok tartışmanın ardından Manchester United'e 30 milyon pound karşılığında transfer olmuştu.Bu kariyerinin sürekli yükseliş çizgisinde olmasının doğal bir sonucuydu.Takımda geçirdiği ilk sezonunda 31 maçta 9 gol atarak beklentileri karşılamaya çalışmıştı.Kariyerinde ikinci kez Şampiyonlar Ligi finali kaybetmiş bu adam şimdi daha büyük bir hırsla daha çok çalışıyor.
Balkanların enteresan starları sürecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder